Türkiye’deki Biyolojik Zenginliğin Önemi ve Korunması

Türkiye coğrafyası: Palmiye kaplı sahillerini, buzul kaplı dağlarını,derin vadi tabanlarını, yüce dağ doruklarını,verimli ovaları, kıraç ve kayalık yamaçlarını bünyesinde barındırır.Bu denli farklı çoğrafik alan doğal olarak çeşitli ekosistemleri meydana getirir.

Bu denli zengin coğrafik mozaikte yaşayan ve pek çoğu endemik (o bölgeye özgü) olan, binlerce bitki ve hayvan türü,bu türlerin farklı ırkları,farklı gen havuzları bulunmaktadır.Bunlara paralel olarak, ülkemizde değişik türlerin nitelik ve nicelik bakımından farklı karışımlarıyla oluşan çok çeşitli canlı birliği tipleri ve habitat mozaikleri de yer almaktadır.

Canlı birliğin üyeleri olan türlerin,birbirleri ve cansız cevreleriyle arasında çok çeşitli biyolojik ve ekolojik işlevleri,milyonlarca yıldan beri değişik boyutları ve etkinlikleriyle sürüp gelmektedir.Bütün bunlar biraraya gelince,Türkiye’de zengin bir biyolojik çeşitlilik ortaya çıkmaktadır.

Kültüre alınmış pek çok bitki türü ile evcilleştirilmiş pek çok hayvan türünün yabani ataları Türkiye’de doğal olarak hala yaşamaktadır.Bu bakımdan Türkiye,dünyadaki 8 büyük gen merkezinden biri olarak bilinir.Ülkemizin anadolu coğrafyası içerdiği bu biyolojik çeşitlilikle kültürel uygarlıkların oluşumunda analık ederek beslemiştir. Bunun oluşumunda coğrafyasında barındırdığı nehirlerin katkılarınıda yatsımamak gerek.

Biyoçeşitlilik;bir bölgedeki genlerin,türlerin,ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür.Biyolojik çeşitlilik denildiğinde,yanlızca tür çeşitliliği anlaşılmakadır.Bu tanım,çeşitliliği açıklamakta eksik kalır. Örneğin,bir botanik bahçesinde ya da hayvanat bahçesinde belirli bir sürede çok sayıda tür bulunabilir.Eğer bir türün bireyleri arasında genetik çeşitlilik yoksa o tür bir kaç nesil içinde yok olmaya mahkumdur.Yani biyolojik çeşitlilik,tür çeşitliliği ve genetik çeşitliliği kapsar.

Türkiye’de omurgasız hayvanların dışında yaklaşık 3.000i endemik olan (Türkiye’ye özgü) 9.000den fazla bitki türü,tahminen 192 iç su balık türü,18 kurbağa türü,83 sürüngen türü en az 426 kuş türü ve 120 memeli hayvan türü bulunmaktadır.Tıp,eczacılık ve Türkiye ekonomisinin temel çarkları olan tarım,ormancılık,hayvancılık,balıkçılık ve turizm tamamen bu doğal kaynaklarımıza ve biyolojik çeşitliliğimize borçludur.

Biyolojik çeşitliliğin ekonomiye olan doğrudan katkıları yanında,çevrenin sağlıklı olmasını sağlayan çok çeşitli ekolojik fonksiyonları da(Oksijen,karbondioksit döngüsü,besin zinciri,çevre sağlığı,böcek ve zararlı hayvanların biyolojik kontrolü,mineral döngüsü,artıkların geri kazandırılması gibi) bulunmaktadır.
Bütün bu üstün biyolojik değerlerimiz, doğal kaynaklarımız ve zengin biyolojik çeşitliliğimiz olumsuz yönde gelişen bir sürecin içine girmiştir.Bu zenginliklerimiz bozulmaktadır,azalmaktadır, nihayetinde yer yer yok olmaktadır.

Bugün için bilim insanlarının yer yüzünde tahmin etikleri tür sayısı 10 milyon civarındadır.10 milyon türden sadece 1,4 milyon tür,bilim adamları tarafından tanımlanabilmiş ve isimlendirilmiştir.Üstelik biyoçeşitliliğin korunması için sadece türleri tanımlamış olmak da yeterli değildir.

Yaşam tarihinin milyarlarca yıllık gelişiminin ortak bir ürünü olan ve dünyamızın birçok ülkesinde bir benzeri olmayan; doğal kaynaklarımızı ve biyolojik çeşitliliğimizi bozmadan, kalkınma ilkelerine uygun olarak işletilmeli,korunmalı,araştırılmalı ve öylece kullanılmalıdır.

Yorum yazabilirsiniz...