PAPATYA CUMHURİYETİ
Yer: Siirt, Deyr mevkii Bağlarının Botan vadisine gözünü kırparken papatyalarını yerküre sunağı olan toprağından cömertçe sunduğu; baharların düşsel olabileceği kadar gerçek olabileceğine de göndermeler yaptığı ânlardan. Tarih.08-04-2007
Bu görüntü karşısında papatya adedince sarı ve beyaz mutluluklar katlanıyor. Gök en düşsel maviliğinde papatya rengindeki ışıklarını salarken; papatyalar adedince göz bebeklerimden papatyalar tomurcuklanarak fışkırıyor. Kendi kendime mırıldanıyorum; bu kadar sade, bu kadar makyajsızken, böylesine saf ve güzel görünen bir başka çiçek olabilir mi?
Bu yolda olmak felsefedeki yolda olmak tanımını çağrıştırıyor bana; bu yolun sonu yokmuş da sadece… Evet yok, çünkü bilgeliğe konu olmuş tek çiçektir papatya. Tek dediğimize bakmayın. Onu hiçbir zaman tek göremezsiniz. Çünkü her zaman binlercesi bir arada salkım saçak olarak boy verir. Kökleri topraktayken koku vermez. Ama onu yerden koparıp burnuna götüren celladına ânında mis gibi kokular saçar.
Bu güzel huylu bilge papatyalarla dolu yollardan geçildiğinde güzel resimler ve mevsimler başkalaşır? Veya bu güzel resimler güzel düşüncelerin farkındalığını mı beraberinde getirir.
Bu yolda yürümek İstiklal’de yürümekten eminim çok daha güzeldir… (Bir ironik hatırlatma olarak Güres caddesinde yürümeyi saymazsak!)
Aristoteles’in öğrencileri bile bizi kıskanırdı eminim. Aristoteles ders anlatırken sürekli yürürmüş, öğrencileri de peşinden… Bu yüzden onlara peripattetikler denirmiş, yürüyenler manasına.
Aristoteles önünüzde olmasa bile, kulağınızda bir MP4 ve vokal çığlıkları eşliğinde, Teoman’ın şarkısı;
Oh Papatya,
Yüzümün haline bak,
Seninle kim kalacak,
Işıklar kapanınca?
Bu sözleri o zaman daha iyi anlayacaksınız… Papatya gibi beyaz ve ince olamıyor insanoğlu maalesef…
Bu yolda olmak tırtıl olmaya eşdeğer gibidir. Tırtılda başkalaşıp, kelebek olup kanatlanmak ister ki; aslında malum bu kanatlanmayla bir anlamda sonunu hazırlar. Papatya da fal amaçlı yaprakları diğer bir düşsel haliyle kanatları tek tek yolundukça seviyor mu, sevmiyor mu!? değil aslında soru olarak sorulan. Fal niyetleriyle ellerinde gezindiği kişilere kendi ölümüne dair sorudur sorulan. Tıpkı tırtıl nasıl kendi ölümüne kozasını örüyorsa kendine; bu yolla papatya da kendi Papatya Cumhuriyetini ilan ediyor.
Anayasasının ilk maddesi umut olan Cumhuriyet. Bilirsiniz; büyümesinden itibaren dışarıdan bir müdahale sonucu yaprak kaybına uğramadıysa, yaprak sayısı her zaman teklidir. Bu yüzden de “seviyor” umudu ile başlayan testlerde hep olumlu sonuçlara varır Papatya Cumhuriyetinin vatandaşları.
Ben bu Cumhuriyetin fahri vatandaşıyım. İnan sadece… Fal açmama gerek yok. Her bir yaprağı için yeminler ederim. Bu yolu ve bu yolda olmayı sevdiğim kadar; daha açık söyleyeyim: Hey “Papatya Cumhuriyeti!” Senin yerküre sunağın olan toprağını ve de seni seviyorum…
ismetnakipoglu@yazarvizor.com
Yorum yazabilirsiniz...