Özgürlük Aşkıyla Kıvranan At
(……… ………
‘kışkırt yaban atlarını, kışkırt,
dionysos!..’ dediler HİLMİ YAVUZ )
Başkalaşımın ve yeniden doğuşun bilge amacı olan bahar mevsiminin; kır vakti çayırlarındayız.
Kış mevsimin yokluk koşullarının verdiği bakımsızlık ve yorgunluk atın beyazlığına tüm doğalığıyla yapışmış. Beyaz teninde mahmuz yaraları olmayan fakat acının lekelerini barındıran at.Ve bu atın toynakları; kıvılcım püsküren çakmaklar olmaktan uzak, toprağa dostça basıyor.
Masumiyet ise ışık olarak sadece bu anı aydınlatıyor ve belgeliyor.
İlk bakışta, tüm teslimiyetinle atın, eğilen boynundan başına doğru kaynar, hüzünler akar. Akan bu sımsıcak hüzünlerdir. Bu hüzünler ki; hayata da boyun eğmişliğin kabulünün imzası olarak atın gerdanına atılıyor…
Oysaki; koşulsuz olarak yaşamın ona sunduğu acılara tabi olmaya evet demişlik, çığlıktan kolyeler olarak gerdanında gizli. Boynunun bıçak sırtı tepelerinde; süs olmaktan öteye gidememiş olan yeleler özgür mavilerle bulaşmayı; düşsel bir Burak veya Pegasus olmayı nede çok isterlerdi. Oysa şimdi o yeleler beyazdan kirletilmiş gri renge akarken; maviye bulaşamamanın utancından olsa gerek, o yeleler erguvani renkleri kendi asil hüznün üne demlemektedir.
Anlamların kraliçesi göz hüznün son kalesi olurken, kendini bir gün teslim edeceği, bilge toprak anaya; dost doğru dost içtenliği ile bakıyor. Gözden aşağı sıra süzülen karartı şimdilerde siyahî gözyaşları olarak akan Botan nehrince sızlayarak ağlıyor…
Eğreti zincirleri barındıran başında ki dizgin, insandan gelen mahkûmiyetin hükmünü giymiş. Ama insandan medet ummaksızın, soru işareti niyeti ile duran dizgin ve buna bağlı urganın mutlaka öğretecekleri vardır.
Doludizgin koşmak ister at, içten içe kişner, burnundan solur son hamlesini yapması an meselesidir.
Ayak direnir aslında o kadar hırslıdır ki, neredeyse bağlı olduğu ağacı sürükleyerek kısa sürede dört nala kaçacak gibidir. Ancak bilmediği bir gerçek vardır ki doğanın aksine,dizgine bağlı urganın boyunun oluşturduğu dairenin çapının verebildiği alan kadardır insanın ona sunduğu özgürlük!
Bütün mesele uğruna yaşamdan bile vazgeçmektir.
Uğruna çok şeyi göze almak özgürlük işte böyle bir şeydir.
Özgürlük için kıvranmak halatı inceltmeye bile yeter bazen.
Yorum yazabilirsiniz...