Nergis – Marcos-(Narcissus tazetta)

‘’Eğer biri sana parmağıyla güneşi gösterir ve sen de parmağa bakarsan aptalsın demektir. Eğer güneşe bakarsan daha da aptalsındır, çünkü güneş gözlerini kör eder. Senin bakman gereken parmakla güneş arasında uçan kuştur…’’(Subcomandante Marcos)

Masal bu ya…
Düşsel bir mitos ormanında Echo adında bir kız yaşarmış..
Çok güzel bir peri kızıdır da  Echo. Kendisine âşık olanlara hiçbir zaman yüz de vermez, aldırmazmış da. Grek tanrılarının cirit attığı bu ormanda yaşarken mutluluğu yakalayabilmiştir. Ama gelin görün ki bir gün Hellen kızı Echo bu ormanda avlanan bir avcı olan Narkissos la karşılaşır. Echo’nun düşsel tasarımının yaratığı kurgusundan olsa gerek; bu hain avcıya bir görüşte aşık olur. Narkissos adlı bu hain avcı bu peri kızının sevgisine karşılık vermez.  Oracıktan; peri ve Helen kızının bulunduğu yerden uzaklaşır. Bu duruma çok içerlenen Echo kızımız gün be gün kara sevdasından erirken; bu kara sevda onu amansız bir yok oluşa götürür. Denir ki vücudundan arta kalan parçalar bu düşsel orman içindeki kayalıkları oluştururken; Echo’nun sesi günümüzde ‘eko’ dediğimiz seslerin yansısı olan yankısına dönüşür…

Sanrım bu duruma çok kızan ve içerlenen Yunan tanrıları duruma el koyarlar. Hain bir avcı olan Narkissos’u bir av sonrası susamış halde bir nehirden su içerken; kendi yüzü ve bedenin sudaki yansısını ona sunarlar. Çok yakışıklı olan Narkissos gördüğü yansıda adeta büyülenir. Olanlar olur; O da daha önce fark edemediği bu kendi güzelliği karşısında kendinden geçer. Narsizm denilen illet; adına münhasıran ilk kez bu Grek yağız delikanlısında ortaya çıkar. Yerinden kalkamaz, kendine âşık olmuştur. O ana dek kimseyi sevmediği kadar, sevmiştir kendi görüntüsünü. O şekilde orada ne su içebilir, ne de yemek yiyebilir…

O da tıpkı Echo gibi günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir.

Narkissos’un öldükten sonra da vücudunun ‘Nergis’ çiçeklerine dönüştüğü söylenir.

Bu yüzdendir ki ‘Nergis’ kendini beğenmiş bir çiçektir biraz da.

Ama kendini beğenenlerin değil!

Tam da mevsimindeyiz şu sıralar.

Çoğu zaman öğrencilerin öğretmenlerine sunduğu biricik yaban dağ çiçeğidir.

‘’Nergis Çiçeği’’ (Narcissus tazetta)…

Bir de babamın en sevdiği çiçek olmasının da ötesinde; şimdilerde ‘Nergis’ kokuyor babam çocukluk anılarımda…

Nergis’e ise ‘Marcos’ derdik yerel Arapça dilimizde.  Şimdiki Helen tanrılarına nispet! Marcos (Subcomandante Marcos) ayrı dağ Nergisleri kokan; gerçek bir efsane…

Ve Nergis kokan mevsimin en güzel günü kadınlara adandı.
Nergis kokuları sizlere adaklarım olsun…

Yorum yazabilirsiniz...