NAR
(..Eskiden, bir narın ortasında yaşadığım sırada tanelerden birisinin şöyle dediğini duydum: “Bir gün bir ağaç olacağım ve rüzgar dallarımın arasında şarkı söyleyecek ve güneş yapraklarımın üstünde dans edecek ve bütün mevsimler boyunca güçlü ve güzel olacağım… Halil Cibran ”)
Bir çok biyolojik zenginlikte olduğu gibi, narın kendiside kadim doğu zenginliğinin doğulu bir ürünü. Kültüre alınıp insan eliyle yetişmesi tarih öncesine dayanır.
Latince isminin ‘Punica granatum’ olması vede Fenike elması anlamına gelmesi, Fenikelilerce de yetiştirilmiş, oradan da tüm Akdeniz havzasında yayılmış olduğunu akla getirmektedir. 18. yüzyılda İspanyollar tarafından Latin Amerika ve Kaliforniya’ya kadar taşınır nar.
Haziran-Temmuz aylarında kırmızı renkli tanelerini çağrıştıran çiçeklerini açar. Bir nar meyvesinde 500–600 civarında tane, yani tohum bulunur. Taneler genellikle kehribar kırmızının iştah kabartan ışıltılı parlaklığındadır.
Tıpkı narın içeriğinde olduğu gibi; birçok kırmızı yiyeceğin renk maddesi olan likopin pigmentinin anti toksidan, yani kanser önleyici olduğu unutulmamalıdır. Gövde-kök ve dal kabukları ile meyve kabuğu da tıbbi ve boyar madde olarak ta kullanılır. İbrahim Hakkı (h.z.) nin ünlü eseri olan Marifetname nin yazılması öncesi; mürekkebini narın daha küçük bir orijini olan yabani nar (daru) tozu ile sirke karışımından yaptığı pek az bilinir. Bu toz-nar ve sirke karışımını bir tulum içinde zamanın katırcı kervancılarına vererek uzun bir yolculuğa çıkarmış. Ve kervancılar emanet tulumu iade ettiklerinde mükemmel bir mürekkepmiş…
Narın doğrudan tüketilmesinin yanı sıra nar ekşisi olarak kullanmak mümkündür. Bir tat düşünün kimi zaman tatlı, kimi zaman ekşi, kimi zaman ise ikisinin karışımı olan mayhoş bir armoni…
NARIN KUTSALIĞI:
Nar İslamiyet’te cennetteki bir meyve olarak tanımlanmaktadır.Yahudi inancına da nar, doğruluğu simgelediği söylenir. Hıristiyan dini sanatlarında nar motifleri yaygın biçimlerde kullanılır ve cennetten kovulmaya elma değil de nar sebep olmuştur denilir. Siirt’in Kendali Hıristiyan esnafları Noel sabahı; yılın ilk günlerinde dükkânlarını açtıklarında bir adet koca narı yere vururlarmış. Birler bine dönüşsün, o yıl bereket olsun diye.
Hiçbir meyve insan elline ve damağına bu kadar yakışmadı; kutsal olan yasak elma bile!
Yorum yazabilirsiniz...