Aydınlıklara yalvarış güneşin ve ışığın her gün doğduğu en doğudan. İnsanın anavatanı çocukluğudur derler. Kişi erişkin bir birey olduğunda en bunalımlı dönemlerinde sığındığı en güvenilir liman çocukluğudur. Yeniden gülümseme cesaretini aradığımız yer olan anavatan bazı çocuklar için karanlık ve rezil zebanilerle dolu…. Karanlık ve kirletilen insanlığın kurbanı o biricik çocuk dünyalarımız. Karanlıkların bol mukuslu ve […]
KALEMDEN VİZÖRE Eski Bir Öğrenciden Öğretmenine Notlar: Öyle bir aşk düşünün ki tek bir insandan tüm varlığa olsun, yaratılmış her şeyi kucaklayan bir gönül hayal edin ya da ismet hocayı tanıyın. O dağları bir ceylan gibi, çiçekleri bir arı gibi, denizi bir balık gibi, ağaçları bir kuş gibi, keşfetmeyi bir kaşif gibi, insanları Mevlana gibi […]
Değerli okurlarım Dünyaca ünlü mizah yazarımız sevgili Aziz Nesin’in “Hayvan deyipte geçme” adlı kitabını çok severek okumuştum. Burada usta yazar, okurlarının hayvanlarla ilgili kendisine gönderdiği mektupları derlemiş ve çok güzel bir kitap oluşturmuştu. Anımsadığım kadarıyla, kitabın ön sözünde de şöyle yazmıştı: HAYVANLARI SEVMEYEN, İNSANLARI SEVEMEZ… Bu kitaptan söz etmişken ben de size hayvanlarla ilgili bir […]
Yazarvizor.com ile başlayan ve vizörlerden yazılara giden serüvenlerimiz bu gün bir yılını dolduruyor yani sonsuzluğa kanatlandırdığımız serüven gemimiz limanından ayrılalı bir yıl oldu. Geçen bir yıl boyunca gemimizin kaptanlığını bazen tek başımıza, bazen de yazılarıyla serüvenlerimize ortak olan yazarlarımızla yürüttük.Yazılarımızı yorumları ile eksik bırakmayan okuyucularımız ise yolcularımız oldu. Yazarvizör’ün mürettebatını yalnız bırakmayan yolcularımıza ve serüvenlerimize […]
‘’Eğer biri sana parmağıyla güneşi gösterir ve sen de parmağa bakarsan aptalsın demektir. Eğer güneşe bakarsan daha da aptalsındır, çünkü güneş gözlerini kör eder. Senin bakman gereken parmakla güneş arasında uçan kuştur…’’(Subcomandante Marcos) Masal bu ya… Düşsel bir mitos ormanında Echo adında bir kız yaşarmış.. Çok güzel bir peri kızıdır da Echo. Kendisine âşık olanlara […]
Siirt Lisesini bitirdiğim yıl, Eskişehir İ.T.İ. Akademisine giriş sınavını kazanmış ve üniversiteli olma heyecanı ile mutlanmıştım. O zamanlar 25-30 bin nüfuslu olan memleketimden 18 yaşımda gurbet yaşamına adım atarken büyük hayallerim vardı… Bana göre oldukça büyük ve kozmopolit bir il olan Eskişehir’e gittiğimde, ilk olarak elimde adresi bulunan Siirt’li Mehmet ağabeyi bularak, onun yardımlarıyla yeni […]
“Böcek” kelimesi birçok insanda korkutucu duygular uyandırır. Bu genellemenin dışında kalan yegâne böcekler “uğur böcekleri”dir. Adını duyduğumuzda veya kendini gördüğümüzde parlak kırmızılığı gözlerimizi parıldatır. Oysaki uğur böceklerinin kırmızılığı doğada zehirli besinleri çağrıştırdığından düşmanların uzak durmasına neden olur. Uğur böceklerinin parlak renkleri kuşlardan korunmalarını sağlar. Saldırıya uğradıklarında altı tane olan bacaklarını karınlarına çekerek ölü taklidi yaptıkları […]
Eskilerin zarif kibarlıklarından olsa gerek, canlı bir varlığı nesnel olmaktan uzaklaştırmak için ‘eşek!’ yerine; Arapça kökenli birazda binit ve anlamına gelen ’merkep’ demişler… Eşekler ilk kez muhtemelen günümüzden 6000–7000 yıl önce Etyopya ve Somali’de evcilleştirildi. Mo¬dern eşek yani günümüz eşeği, Afrika eşeği ile aynı türdür (Equus asinus). Eşekler atlarla birlikte Hippomorpha alttakımındaki Equidae ailesinden. Kökenini […]
(..Eskiden, bir narın ortasında yaşadığım sırada tanelerden birisinin şöyle dediğini duydum: “Bir gün bir ağaç olacağım ve rüzgar dallarımın arasında şarkı söyleyecek ve güneş yapraklarımın üstünde dans edecek ve bütün mevsimler boyunca güçlü ve güzel olacağım… Halil Cibran ”) Bir çok biyolojik zenginlikte olduğu gibi, narın kendiside kadim doğu zenginliğinin doğulu bir ürünü. Kültüre alınıp […]
Kediler çocukluğumun anı tarihine karaya çalan bir kedinin incitmesiyle girmişlerdir. Çocukluğumun ilk anıları arasında bir sokak kedisinin; babamın bana armağanı olan narin tavşanımı kapıp boğazlaması ile yerini alır. Bu çocukluk incinmemden ötürüdür ki uzun yıllar kedilere karşı hep mesafeli yaklaştım. Ta ki Kemal BURKAY’ ın ‘’…Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm Tüm şehir bana küskün […]
Ne bu toz duman , öfkeler kavgalar hırslar intikamlar ders vermeler.Bencilliğin hayatımızı zehir eden ve giderek kanıksanan ve hatta öğütlenen bir hastalık olduğuna inanmaya başladım. Neyi paylaşamıyoruz diye düşünüp duruyorum. Neden onca kavga onca gürültü onca lüzumsuz eziyet. Bencil bir kişiliğin bencilce duyguların merkezinden bencilliğin penceresinden anlatmaya çalışayım şu hayatın anlamını. Her şey ona göre […]