Evet, Evet Biraz İyimserlik

-Murat Yardım yazdı.

DSCF0282

Ah şu karamsarlık yok mu? Yiyip bitirir günümüzü gecemizi, zehir eder belki en yaşanılası gençlik demlerimizi….

Gazetedeki haberleri okuyorum bir sabah. Salgında ölenlerin sayısı bugün şu rakama ulaştı diyor haberin birinde. Başka bir haber trafik kazasında falanca kişinin öldüğünü bilmem ne kadar kişinin de yaralandığını anlatıyor. Küresel ısınmanın dünyamızı bir felakete hızla sürüklediğini ve bu kışın da çok soğuk geçme ihtimalini okuyorum ardından… Ekonomik göstergelerin kötüye gittiği, sağlıksız ve genetiği değiştirilmiş ürünlerin yaygın biçimde tüketildiği yazıyor bir başka haberde.

Alın size bir bombardıman adeta. Tüm bu olanlar yetmezmiş gibi bir yakınımın aniden öldüğünü, bir başka tanıdığın ise kötü bir hastalığa yakalandığını öğreniyorum. Neden sonra bir öksürük krizinde buluyorum kendimi ve sağlığımla ilgili ciddi endişeler duyuyorum ve malum hastalıkla ilgili kuruntulara kapılıyorum.

Sonra kendimi çok da kötü hissetmememe rağmen doktorda alıyorum soluğu. Doktordan işittiğim sözlerse “Endişelenmeyin o hastalığı ben de geçirdim” oluyor ki kendimi hiç de kötü hissetmezken kuşkularımı arttıran bu tavır karamsarlığımı kapkaranlık ediyor canımı epeyce sıkıyor.

Bunca olup bitenin dışında anlık sıkıntılar işyerinde ve sokaklarda yaşadıklarımız da bizi karamsarlığa adeta davet ediyor belki de…

Ne kadar çok sebep bulabiliyoruz öyle değil mi şu kapkara karamsarlık evrenine… Kanımca tüm bu yaşanılanların yaşamımız ve umutlarımız üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler inkar edilemez ancak karamsar bir ruh halinin müzminleşmesi kadar yaşamımızı katlanılmaz hale getirecek gerçek bir karamsarlık sebebi yoktur.

Daha açıkçası olan bitenden ziyade bizim nesneye ve olaylara genel bakışımızın ne olduğudur karamsar olmamıza yol açan veya iyimser olmamızı sağlayan.

Aslında o kadar da berbat değildir hayat ve içimizi ısıtacak bir iyimserliği de sunmaktadır karamsar bir koşturmacanın itiş kakışı arasında.

Yaşamı gereğinden fazla ciddiye almamaktan geçtiğine inanmışımdır hep , gülümsetebilen ve haz duyuran bir hayatın. Çünkü gereğinden fazla ciddiyet insanı yorar. Bunun bilimsel kanıtlarını sunabilecek durumda değilim ama neşeli bir insanın direncinin de yüksek olması olağandır sanırım.

Anahtar aslında çok basit . Biraz iyimserlik… evet evet biraz iyimserlik. Yalan da olsa iyimserlik. Serin ama pırıl pırıl bir günde sımsıcak bir güneş nasıl da enerji ve neşe verici bir sebebe dönüşür insan için. Ya da keyifle yudumladığımız tavında bir bardak çay az şey midir?

Basit şeylerden kısa belki de yalancı mutluluklar edinmeyi öğrenirsek-ki bu zor da olsa elimizdedir- hayat katlanılabilir ve en azından zaman zaman eğlenceli olabilecektir.

Yarınların güzel şeyleri getiren birer müjdeci olduğuna inanmalıyız ,çoğu kez aksi olsa da , ya da umutlarımızın kaybetmemek için umudumuza umutlar katmalıyız , hastalarımızın iyileşeceğine işlerimizin düzeleceğine sevdiklerimize kavuşup onlarla güzel günler yaşayacağımıza inanmalıyız. Yarını bilmediğimize göre ummalı ve öylece yaşama sımsıkı sarılmalıyız.

Mutlak bir mutluluk ancak tüm akıl sağlığını yitirenler için var olduğuna göre bunca acı arasında sonsuz bir mutluluk yerine katlanılabilir az da olsa keyif alınabilir bir yaşam için biraz iyimserlik… O da olmazsa ne yaşanır ki doğaya, insana, aşka dair…

Yorum yazabilirsiniz...