Daktilo
İpadlerden, tabletlerden, notebooklardan, masa üstü bilgisayarlarından çok önce daktilolar vardı. Onlardan çok daha önce ise ilkyazı bilgiyi çivi ile nesnelere kazımak olarak ortaya çıktı ve gelişti. Ardından hokkaların içindeki mürekkeplere kuşların telek tüyleri değdirildi. Yazılar parşömen kâğıtlara yazıldı. Telekten vaaz geçildi divit kalemler kullanıldı. Sonrasında insanlığın canım buluşu olan kullandığımız kalemler geliştirildi. Kimileri kalemlerin yan yana koydukları harfleri okuyamamış olacak ki harf yazılımına bir düzen getirmek için daktiloyu geliştirdi.
Daktilonun çalışma prensipleri şuna dayanır: Bir kuvvet uygulanarak tuşlara bastığında kaldıraç mekanizması sağlanır. Çekice benzeyen bu kaldıracın ucuna kazınmış olan harfler yer alır. Bu şekilde harfleri bağrında barındıran çekiçlerin yaratığı kinetik enerji, şeritteki boyayı harflerden inciler olarak beyaz kâğıtlara dizer.
Bu dizilim sonucu makinenin çıkardığı sesler arasında “dak-ti-lo” sesi de vardı. Adını her bir harfte ayrı bir tonda söylerdi.
Bir daktilonun başında ilk gördüm kişi babamdı. Kimi zaman daktiloyu kendi el yazısına tercih ederdi. Evimizdeki bu daktilonun başına geçen babam olduğunda daha bir kahramanım olurdu. Daktilosuyla beden dili ile de bütünleşirdi. Onu öylesine yazarken seyretmekten sadece ben değil; tüm aile fertleri keyif alırdı. Dönemin kimi siyasilerine de mektuplar yazardı. Birçoğu babamın daktilosundan eleştiri nasiplerini; yazmış olduğu bu sorgu ve ironi yüklü mektuplardan almıştır. Babamın daktilosuna ait çektiğim fotoğrafları yazıma yakışır diye paylaşmam bana da; sanırım daktiloya da huzur ve sevinç verecek…
Sonraları ise olanlar oldu.
Plastik tuşlu klavyelerle tanışma faslımız başladı. 90’lı yılların başlarında kullanılan bilgisayar klavyenin çıkardığı ses ile; şimdilerde kullandığımız bilgisayar klavyelerin çıkardığı ses tonları aynı bile değil. Şimdikilerin verdiği ses bile değil, ruhsuz ve anlamsız bir homurtu. Yaşadığımız dijital yazılım çağın yakın bir geleceğinde, klavyelerin plastik seslerine bile hasret kalacağımız aşikâr.
Artık tabletler ve türevleri var. Bunlar dokunmatik ve sürün-matik. Sanırım bu değişimden birçok daktilo fabrikası nasipsiz kalarak dijitale yenildi. Tarihimizde hattatların matbaalara yenik düşmesi gibi…
Yorum yazabilirsiniz...