Mavi: Aşk Şarabının Sarhoş Dervişi
Mavi denince zihnimiz ne sunuyor göz kapaklarımıza? … Denizi, gökyüzünü, gezegenimizin rengi ya da erkek çocuk olduğunu anlasınlar diye bebeklere giydirdiğimiz kıyafetin rengidir. Kutsal gücün simgesi, sevgilinin gözleri ve Arapçada ‘su gibi’ manasına gelen “ma’i“ yani mavidir… Ama mavinin sadece bunlardan ibaret olmadığını sadece bir renk olmadığını anlatacağım sizlere.
Kimi zaman huzur bulduran, kimi zaman depresyona sürükleyen, kimi zaman tatlı, kimi zaman soğuk ama her sevilen şey gibi kusurları hoş görülesi renklerin kraliçesidir mavi olabildiğine özgürlük kokan…
Denizin ve gökyüzünün rengi olduğu için sonsuzluğu çağrıştırır. İkisinin birleştiği yer olan ufuk çizgisi de mavidir bu yüzden aldatan renktir mavi.
Benim içinse Mavi en güzel düşün simgesi Varlık ve Yokluk felsefesinin zemin rengidir. Düşlem yumaklarının rengidir mavi; bedenimi saran, dolanıp duran fakat bir türlü kurtulamadığım -ki burada kurtulmak kaybetmektir kutsal mavi ruhu. Ölümün sadece yokluk olamayacağını anlamış dünyalıların ölümden sonraki görecekleri ilk renktir mavi. Çünkü cennettin yürüyen merdivenleri mavidir. Ağlayan ve ağlatan, dokunuşlarında çiçekler açtıran, doyuran ve bağışlayan, yasemin elbiseli cennet kokulu düş perisinin kanatları mavinin en güzel tonuna sahip ve tüm bunların yanında gözyaşının da rengi mavidir… Karanlığı yaran Mum kızının, acıya gülümseyen Seyduna’nın gözyaşları mavidir…
Bir dervişin -ki şarabı masmavi olan ve mavi masallara sürükleten bir yanı Mecnun bir yanı Leyla, bir yanı Yusuf bir yanı Züleyha masallarının, gözyaşlarının aktığı yerde eskitilen mavi aşk şarabının müptelası sarhoş dervişin kendisidir mavi. Hem şarap hem derviştir mavi.
Sadece bir renk değil; felsefesi yapılan, varlığın varlıkla açıklanamayacağının objesi, Hiçlik ve Benlik kavramlarının kesiştiği düşlemlerdir mavi. Hayatın ve aşkın, sonsuzluğunu içinde barındıran kısaltılmış bir haldir mavi.
Mavi başlangıç ve bitişin aynı nokta üzerindeki izdüşümüdür…
Yorum yazabilirsiniz...